Zamanınızın Kıymetini Bilin
Zaman,görecelidir.Mühim olan,onu nasıl değerlendirdiğinizdir.Peki,ister işte ister özel hayatta hedeflerinize ulaşabilmek için zamanınızı nasıl doğru kullanabileceksiniz?
Şöyle bir etrafımıza baktığımızda dikkatimizi dağıtacak o
kadar çok şey göreceğiz ki:Sms’ler,email’ler,çağrılar,ayaküstü
sohbetler,saatlerce süren toplantılar,tweet’ler…Farkındaysanız sıra,omzunuzdaki
iş yüküne gelmedi bile!Tüm bunlar gerçekten çok bunaltıcı ve yorucu;doğru
düşünme ve karar verme,kendimiz için asıl önemli olanı yerine getirme
becerimizi,isteğimizi sürekli tehdit ediyorlar.Oysa ki birkaç küçük değişikle
en kıymetli hazinelerimizden biri olan zamanımızı doğru şekilde değerlendirebilir,iş
ve özel yaşamımızdaki hedeflerimize ulaşabiliriz.
Liste tutun
Yapılacakları listeleyin.Maddeleri kendi içinde önemli
önemsiz diye gruplayın.Önceliği,önemli yada acil olanlara verin.
Hedef koyun
Kendinize belirli hedefler koyun ve bunları gerçekçi ve
yapılabilir olduğundan emin olun.Bunun için önce mevcut halinizi gözden
geçirin,hangi hedeflerin sizin için önemli olduğunu ve hedefinize ulaşmak için
ne yapmanız gerektiğini adım adım planlayın.
Önceliklerinizi belirleyin
Önceliğiniz,sizin için neyse o olsun.Unutmayın acil bir iş,her
zaman önemli olmayabilir.
Ertelemeyin
Benjamin Franklin’in de dediği gibi asla bugün
yapabileceğiniz bir şeyi yarına bırakmayın.Doğru zaman,şimdidir.
Teknolojiye hükmedin
Teknolojinin size hükmetmesine izin vermeyin,siz ona
hükme din. Akıllı cihazlar,bizi her an ulaşabilir kılıyor.Her gün onlarca
e-mail,facebook,sms’ler,twitter bildirimleri tarafından dürtülüyoruz.Yani
dikkatimiz,sürekli tehdit altında.Yapılması gereken aslında çok basit:Hepsini
kapatın ve işiniz bitene kadar kesinlikle açmayın.
Hayır demeyi öğrenin
En son ne zaman ‘Hayır’ dediğinizi
hatırlıyor musunuz?Kibarlıktan yada kaybetme korkusundan ‘Evet’ sözcüğünü bol
keseden kullanıyoruz.Ama hedeflerimize ulaşmak için konfor alanımızdan
çıkmak,gerektiğinde’Hayır’ demesini (patronumuza bile)öğrenmek zorundayız.
Kaybedilmiş
bir gençlik kaybedilecek bir gelecek demektir.Ne yazık ki bu sözün doğruluğunu
yaşıyarak anladım.Pek çok pişmanlığım var
fakat en büyüğü geçmişte boşa tükettiğim zamanım.İnsan yaşı ilerledikçe zamanın
kıymetini iyi anlamaya başlıyor.Küçükken geleceğimizi pek düşünmeyiz tıpkı o sıralarda yaşıtlarımızı olduğu gibi tek derdimiz eğlencedir.Ama artık büyüdük
geleceğimizi düşünmemiz lazım.Bir söz vardır bilmem duydunuz mu Gencin gücü
yaşlıda,yaşlının ise aklı gençte olsaydı keşkeler olmazdı.Yani o yaşlarıma geri
döne bilseydim eminim bugün pek çok şey değişirdi.Sizde keşke dememek için
zamanınızı iyi değerlendirin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder